31 Aralık 2010 Cuma

Sevdiğimiz zamanlarımız ve yeni bir yıl

Etrafımda gördüğüm herkesin dış dünyada ritmi aynı:
sabah oluyor akşam oluyor
pazartesi oluyor cuma oluyor
ayın başı oluyor sonu oluyor
2010 oluyor 11 oluyor

Zamanla ilgili söyleneler aklımda:
Zaman sana uymazsa sen zamana uy
Vakit nakittir
Terazi tartıyla, herşey vaktiyle ölçülür.........

Bu kadar baskı altında kalbim sıkışıyor. Halbuki toplumun uyguladığı zamanın içinde insanların iç zamanı yok. Her insan başlı başına kendi zaman parametreleriyle yaşar:
Farklı sürede öğrenir, bazı şeyleri hiç öğrenmez.
Farklı vadelerde karar verir.
Farklı yaşlarda evlenir - boşanır.
Farklı yaşlarda ölür...

Toplum her ne kadar eğitim yaşı - iş yaşı - doğurganlık yaşı - gençlik yaşı ile etrafımızı sarsa da "hissettiğimi yaşamak için hissettiği yaşta kalmalıyım" demek lazım. Hiç spor yapan biri kendini yaşlı hissettiğini söyler mi? Yaşından ötürü yorgun hissedebilir ama yaşlı hissetmez. Hiç yaşlı bir insanın üniversite arkadaşıyla sohbetine tanık oldunuz mu? O enerji sizin arkadaşınızla kurduğunuz enerjiye o kadar benzer ki hayret edersiniz.
Bazı şeylerin yaşı yoktur. Sevdiğiniz işi yapmanın da yaşı yoktur. O kadar seversiniz ki iş olarak bile görmezsiniz. Mutluluktur sizin için. Derler ya sevdiğin işi yap ya da yaptığın işi sev. Zamanla ilgili bir çok sözden daha önemli geliyor. Pek mi mümkün bilmiyorum ama kim bunun olmasını istemez ki. Sadece isteklere ayıracak vakit yaratayım derken duvarlara çarpmak bozuyor herşeyi. Ama inanıyorum bir yolu vardır. Belki bakış açımızı değiştirerek...

Ben sevdiği işi yapan, sevdiği uğraşlara vakit ayıran insanları gördüm mü mutlu oluyorum. Ve gelecek sene için de herkese mutlu olduğu yerde olmayı temenni ediyorum.
Herkese bol kıymetli zamanlı ve umulmadık mutluluklarla dolu iyi sen(e)ler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder