28 Haziran 2010 Pazartesi

En çok o fotoğrafı sevdim

Son günlerde sık sık yaşadığım görsel bir tatminsizlik var. Çekilen ve çekilmek istenen fotoğraflarda anı durdurmak dışında bir şeye rastlamıyorum. Duygusal niteliği olmayan bir you tube ya da akıllı tv fotoğrafçılığı demeli. Gördüğünüz an için size çarpıyor ve bir an sonra geçip gidiyor. Önünde durduğunda burada ne demek istediğini düşündüren bazısı kurgu, bazısı gerçek ya da manipüle fotoğraflar vardı. Düşünülerek çekilmiş ve kimi zaman bir derdi olduğu için iki ya da daha fazla fotoğrafın bilinçli çekimi ve bilinçli birleşimi fotoğraflar...

Artık bir balıkçı misali "rastgele" diyerek yapılıyor çekimler. Zamansızlık ve teknoloji bizim zorunluluk ve nimetlerimiz. Mıknatısın iki ayrı kutbu gibi. Biri varsa diğeri de oluyor. Kısa zamanda farklı ışıklarla - iyi objektiflerle - üst üste basılan deklanşörlerle yapılan çekimler ve onları beğenilir kılmak için yapılan dijital çalışmalar. Zahmeti nimetiyle ölçülür karelerle etrafımız sarıldı.

Üretim ve tüketim seviyesi birbiri sıra yükselen bir ivmede ilerleyen iki rakip gibi zaman ve teknoloji. İyi de bir fotoğraf üzerinde fazla fazla 10 saniyeden çok kalmasını sağlayamıyorsak?

Ben şu anda etrafımda gördüğüm fotoğrafları ya fazla stilize ya da özensiz buluyorum. Takdir edilir bir arayış olsa da hepimiz görmediğimiz nitelikli işleri bu bolluk içinde ayıklamakta zorlanıyoruz.

İyi olan tek ve biricik değildir fotoğrafta. Bu yüzden başlıkta bahsettiğim de çok iddialı ve geçersiz bir söylem. Zaten "bu" bile diyemedim. "o" demek zaten bana çok daha uzakta geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder